14 Kasım 2013 Perşembe

BURSA'NIN FARKINDA OLUNMAYAN SİMGESİ YIKILIYOR !

  Işıklar Askerî Lisesi ilk kez, Abdülmecit devrinde, 1844 yılında, Sadrazam Arif Hikmet Bey, Nazır Emin Paşa ve baş tercüman Fuat Efendi (Fuat Paşa)’den kurulu bir heyetin, askerî idadilerin açılmalarına karar vermeleri üzerine Bursa’da şimdiki hükümet binasının civarında bulunan bir kumaş fabrikasının kamulaştırılarak okul haline getirilmesiyle, “Mekteb-i Fünun-u İdadi” adı altında 15 Şubat 1845 tarihinde açılmıştır. Işıklar Askerî Lisesi’nin ilk komutanı Yüzbaşı Ali Efendi’dir.




Okul ilk açıldığında: 1’inci, 2’nci, 3’üncü, 4’üncü ve 5’inci sınıf olarak, beş sınıf üzerine düzenlenmiş ve talimatı da buna göre yapılmış olmasına rağmen, ilk yılında yalnız 5’inci sınıfa 32 öğrenci alınmış, diğer sınıflar müteakip yıllarda açılmıştır.
     
IŞIKLAR ASKERİ LİSESİ / 1930


  Öğrencilerin bir kısmı yatılı olarak okulda kalıyor, diğer kısmı evci olarak sabah gelip akşam evlerine dönüyorlardı. Öğrencilerin giysileri bir örnek olup; siyah çuhadan, tek düğmeli, belden aşağısı kırmalı ceket (setre) ile yine çuha pantolondan ibaretti.
    
   

Okul 1853 yılında ilk mezunlarını vermiş ve Harp Okullarına göndermiştir. 1853 yılı mezunlarından üç kişi tuğgeneral, üç kişi mareşal, bir kişi de mareşallik ve sadrazamlık mevkiini kazanmıştır.
    
IŞIKLAR / 1935

   Bursa’da 1855 yılında meydana gelen deprem neticesi okul oldukça hasar görmüş ve öğrenciler bir süre çadırlarda öğrenimini sürdürmüşlerdir. Bu arada, civardaki birkaç evin de kamulaştırılması ile okul genişletilmiştir. Işıklar Askerî Lisesi’nin bugünkü binalarının yapımına ilk defa 21 Mayıs 1890 yılında 14.000 m2 lik bir alan üzerinde başlanmış ve 1.394.654 kuruş sarf edilmek suretiyle 29 Mayıs 1892 tarihinde Bursa Valisi Münir Paşa tarafından büyük bir törenle hizmete açılmış ve öğrenime burada devam edilmiştir.

 
IŞIKLAR ASKERİ LİSESİ / 1930'LAR

 Yunanlıların Bursa’yı işgal etmesinden bir hafta önce bir kısım öğrenci Harp Okulu’na diğerleri ise evlerine gönderilmiş ve okulda öğretime ara verilmiştir. Kurtuluş Savaşı’nı müteakip 28 Kasım 1922 tarihinde okul tekrar “Askerî İdadi” adıyla açılmıştır.

    
Işıklar Askeri lisesi Mar.Fevzi Çakmak'ın lise teftişinden ayrılışı 04.10.1929
   
 Bursa Askerî İdadisi, 1926 yılında “Bursa 2’nci Lisesi” adı altında M.E.B.lığı`nın idaresine bırakılmış, görülen lüzum üzerine aynı sene M.S.B.lığı’nın yönetimine tekrar girmiş ve “Bursa Askerî Lisesi” adını almıştır.

Işıklar Askeri Lisesi / 1940'lar

 1928 yılından itibaren okulun ilk beş sınıfı ve sonraki senelerde de her sene birer sınıf olmak üzere ilk ve orta kısımları kaldırılmış, yalnız lise kısmı kalmıştır. Bursa Askerî Lisesi, 31 temmuz 1961 yılında tekrar lağvedilmiş, bina ve tesisler önce 1’inci Ordu istihbarat birliğine, bir yıl sonra da Personel Okuluna teslim edilmiş ve bu durum haziran 1974 tarihine kadar devam etmiştir.

    
IŞIKLAR ASKERİ LİSESİ ATATÜRK MEYDANI'NDA TÖRENDE / 1930

 Eylül 1973 tarihinde Gnkur.Bşk.lığınca, ikinci bir askerî lisenin yeniden açılmasına karar verilmesi üzerine; tarihi Bursa Askerî Lisesi, açılışından 129 yıl sonra ikinci kez, “Işıklar Askerî Lisesi” adı ile 28 Haziran 1974 tarihinde hizmete girmiştir. 

Cumhuriyet Bayramında Askeri Lise Bandosu geçit töreninde / 1930
 
Okulun, ikinci kez açılışından bir yıl sonra 1975-1976 öğretim yılında okul, “yabancı dile ağırlık veren” sistemle öğretime başlamış, bu öğretim sistemine bir hazırlık sınıfı ilave edilerek okul 4 sınıflı olmuştur. Bu dönemde hazırlık sınıfına yüzde 50 Fransızca, yüzde 50 Almanca diliyle öğretim yapacak şekilde öğrenci alınmıştır. 

Cumhuriyet Bayramında Askeri Lise geçit töreninde / 1930

       Işıklar Askerî Lisesi Hv.K.K.lığı ile K.K.K.lığı arasında yapılan 27 Mayıs 2008 tarihli protokol ile 27 Haziran 2008 tarihinde Hava Kuvvetleri Komutanlığına devredilmiş ve Işıklar Askerî Hava Lisesi Komutanlığı adını almıştır.
       27 Haziran 2008 tarihindeki diploma töreninin ardından Işıklar Askerî Lisesi Komutanı Topçu Kurmay Albay Selim MERT görevini, Işıklar Askerî Hava Lisesi Komutanlığına atanan Hava Pilot Kurmay Albay Mehmet ELDEM'e devretmiştir.

 
Cumhuriyet Bayramında Askeri Lise Bandosu geçit töreninde / 1933

1974 yılında kapanan Hava Lisesi, 2008-2009 yılında aradan geçen 34 sene sonra yeniden eğitim-öğretim faaliyetine başlamıştır  

Işıklar Askeri Lisesi Cumhuriyet Bayramı geçit töreninde 29.10.1935

    2008-2009 Eğitim Öğretim Yılından itibaren kademeli olarak askerî liselerde yeniden hazırlık sınıfı okutulmaya başlanarak 5 yıllık programa geçilmiştir.



Askeri Lise içindeki devir teslim törenleri


Işıklar Askeri Lisesi günümüzde maalesef alınan kararla yıkılacaktır !

 
GÜNÜMÜZDE TARİHİ BİNA

GÜNÜMÜZDE TARİHİ BİNA
GÜNÜMÜZDE TARİHİ BİNA
Askeri Lisede yıkımlar başladı




13 Kasım 2013 Çarşamba

PİRİNÇ HAN

Bursa Çarşısında, Bakırcılar Çarşısı ile Zafer Çarşısı arasında ,Ulu Cami’den aşağıya inen yolun sonunda, İvaz Paşa Camisi’nin karşısındadır. 

 
PİRİNÇ HAN / 1920'LER

İpek Hanı yanında bulunan hanı, 1508 yılında, Sultan II. Bayezıt, İstanbul’daki vakıflarına gelir sağlamak amacıyla yaptırmıştır.


Hanın mimarı Yakup Şah ile Abdullah oğlu Ali’dir. Önceleri tahıl, özellikle de pirinç satılan han olduğu için bu adı almıştır.

PİRİNÇ HAN / 1913



Büyük bir avlunun çevresinde, iki katlı olarak sıralanmış revaklar ve onların arkasında odalardan oluşur. Üst katta otuz sekiz, alt katta ise kırk oda vardır. doğu tarafında olan tek girişindeki taç kapı son derece gösterişlidir. Yangından sonraki tamirat sırasında batı tarafındaki kapı sonradan yapıldığı gerekçesiyle kapatılmıştır.


Duvarları üç sıra tuğla ve moloz taşı ile örülmüştür. Hanın önünde bulunan iki sıra dükkânlar, 1519 yılında yanmış ve sonradan onarılmıştır. 

 
PİRİNÇ HAN / 1960'LAR

Han 1519, 1630, 1644, 1670 yılları ile 1855 depremi sonrasında önemli tamirler görmüştür. 

 
PİRİNÇ HAN DOĞU KAPISI / 1900'LERİN BAŞI
Restorasyon sırasında, 1985 yılında, 67’si Venedik, 36’sı Osmanlı parası olan 103 adet altın sikke bulunmuştur. 1955 yılındaki bir gazete haberine göre burada sabunhaneler bulunuyormuş.

Bursa’nın en güzel hanlarından olan bu hanın kapısının önünde tarihi bir çınar vardır. Çınarın çevresi 7,10 m’dir. 

Mustafa İmrak (oturan) ve Süleyman İmrak (çocuk)
Uğur İmrak'ın dedesi ve büyük dedesi
Cumhuriyet Bayramı kutlamaları / Pirinçhan / 1934





Han, 16 yıldır aslına uygun olarak onarılmaktadır. Cumhuriyet Caddesinin açılması sırasında kuzeydoğu köşesindeki bazı hücreler yıkılmıştır. Bu yıkılmış birkaç oda dışında han, büyük ölçüde aslına uygun biçimde onarılmıştır.
Hanın büyük bölümü özel şahısların malıdır.

 
PİRİNÇ HAN RESTORASYON SONRASI BOŞ HALİ
 
PİRİNÇ HAN RESTORASYON SONRASI BOŞ HALİ


 Yazılı Kaynak; BTÇH

ÇARŞI BÖLGESİ MAHALLELERİ

ÇARŞI BÖLGESİ MAHALLELERİ

Bursa çarşı bölgesinde mevcut olan mahallelerin bir bölümü bugün aynı isimlerle varlığını sürdürmüş, bir bölümü diğer mahallelere eklenerek sokak, cadde haline dönüşmüş ya da tamamen ortadan kalkmıştır. 

Batıdan doğuya doğru çarşı bölge­sindeki mahalleler; Veled-i Saray, Attar Hüsam, Bilecik, Sağrıcı Sungur, Reyhan Paşa, Dâye Hâtûn, Veled-i Enbiya, Yeni Bezzaz, Yiğitcedid, Zağferanlık, Câmii-i Kebîr, Simkeş, Veled-i Nalbant, Hoca Tabib, Sarı Abdullah, Karakâdi, Şerafeddin Paşa, Alacamescid, Abdal Mehmed, Kayganzade, Köseler, Kirişçikızı, Kayhan, Bedreddin, Selçuk Hatun olarak sayılabilir. 

Mahallerinin zaman içindeki konumları, isim değişiklikleri bugün bulundukları bölgeler, mahallerinin tarihsel seyri sırasıyla aşağıdaki biçimde aktarılabilir.

Veled-i Saray:

İbn-i Sarayi ile Sarayaltı isimleriyle de anılan mahalle Altıparmak semtindedir. Bugün Altıparmak Caddesi Çatalfırın bölgesinde Veled-i Saray Camii vardır fakat bir mahalle olarak mevcut değildir.

Attar Hüsam:

Cumhuriyet'in ilk yıllarında Ilgarlar olarak adı değiştirilen mahallenin Şehreküstü semtinde bulunduğu ifade edilmektedir. Bugün Aktar Hüsam ismiyle mevcut olan mahallede Ilgarlar Caddesi ve Ilgarlar Sokak vardır.

Bilecik:

Cumhuriyet döneminde de Bilecik ismiyle anılmaktadır ve Pirinç Hanı civarındadır. Bugün Şehreküstü Mahallesi'nde Kızılay şubesinin kuzeyinde, Pirinç Hanı'nın yanında bir sokak olarak mevcuttur.

Sağrıcı Sungur:

Cumhuriyet döneminde Sarıca Sungur adı kullanılmaktadır. Köseoğlu, halk arasında Şangur Şungur olarak anılan mahallenin ismini Sığrıcı Sungur olarak vermektedir. Pirinç Hanı bölgesinde bulunan mahallenin yeri, Uzer'in çalışmasında hükümet civarı olarak belirtilmektedir. Bugün Şehreküstü Mahallesi'nde Kızılay şubesinin güneyinde bir sokak olarak vardır. Kâmil Kepecioğlu; sokağın isminin, o dönem Bursa'da bulunan sağrıcı esnafından geldiği rivayetinden söz etmektedir. Aynı çalışmada Şemseddin Ulusoy'un ise buradaki mescidi "Hoca Sungur" adında birisinin yaptırdığını savladığını belirtmektedir.

Reyhan Paşa:

Cumhuriyet döneminde Reyhan ismiyle anılmaktadır. Köseoğlu; Reyhan Paşa'nın, Çelebi Sultan Mehmet'in kapıkullarından birisi olduğunu ve sicillerden Bursa'da evkafı bulunduğu anlaşılan Reyhan Paşa'nın H. 826 (M. 1422/1423)'de Çelebi Sultan Mehmet'le birlikte Edirne'ye gittiğini ifade etmektedir. Kepecioğlu ise, Sultan II. Murad'ın haremağalarından olduğunu ve Yenişehir'de öldüğünü belirtmektedir. Reyhan Paşa'nın yerleri tespit edilemeyen bir hanı, Pirinçpazarı'nda hamamı olduğu sicillerden anlaşılmaktadır. Mahalle günümüzde Reyhan Mahallesi ismiyle, Cumhuriyet Caddesi'nin kuzeyinde önemli bir alışveriş bölgesi olarak varlığını sürdürmektedir.

Dâye Hâtûn:

Sicillerde Taya Hatun, Taya olarak da geçmektedir. Reyhan bölgesinde bulunan mahallenin adı Cumhuriyet'in ilk yıllarında Uzer'de Tayakadın, Köseoğlu'nda Dayakadın olarak anılmaktadır. Bugün Tayakadın Mahallesi olarak varlığını devam ettirmektedir. Çelebi Sultan Mehmed'in sütannesi olan Dâye Hatun'un yaptırdığı ve adıyla anılan camisi Tayakadın Mahallesi'ndedir.

Veled-i Enbiya:

Sicillerde bazen Enbiyaoğlu, bazen de Enbiya olarak geçen mahalle Hoca Enbiya ile oğlu Hoca Mehmed'e atfedilmektedir. Reyhan bölgesinde bulunan mahallenin ismi Cumhuriyet'in ilk yıllarında Yalvaçoğlu şeklinde değiştirilmiştir. Mahalle bugün mevcut değildir, ancak Reyhan Mahallesi'nde Veled-i Enbiya Camisi vardır.

Yeni Bezzaz:

Reyhan bölgesinde bulunan mahallenin adının Cumhuriyet döneminde Bezciler olarak değiştirildiği belirtilme­ktedir. Bugün Reyhan Mahallesi'nde Bezciler ismiyle bir sokak ve Tuzpazarı Mahallesi'nde Yenibezzaz ismiyle bir sokak ve Yenibezzaz Camisi mevcuttur.

Yiğit Cedid:

Reyhan bölgesinde bulunan mahallenin adının, sicillerde İbn-i Yiğid ya da İbn-i Şab Köhne olarak geçtiği Cumhuriyet döneminde Yeni Yiğit olarak değiştirildiği belirtilmektedir. Bugün Reyhan Mahallesi'nde Yeniyiğit isimli bir sokak ve Yiğit Cedit isimli bir cami vardır.

Zağferanlık:

Reyhan bölgesinde bulunan mahallede H. 949 (M. 1543/1544) tarihli sicile göre bir mescit bulunduğu anlaşılmaktadır. Cumhuriyet döneminde mahallenin ismi Safranlık olarak düzenlenmiştir. Günümüzde Reyhan Mahallesi'nde Safran Sokak ve Safran Çıkmazı mevcuttur.

Câmii-i Kebîr:

Cumhuriyet döneminde Ulucami olarak adı değiştirilmiştir. Bugün Şehreküstü Mahallesi ve Nalbantoğlu Mahallesi sınırları kesişiminde Ulucami Caddesi vardır ve Ulucami'nin de bulunduğu alan ile çarşının asıl merkezi olan Hanlar bölgesi ve Uzun Çarşı, Nalbantoğlu Mahallesi sınırları içindedir.

Simkeş:

Sicillerde Sırmakeş ismiyle de anılan mahalle Cum­huriyet döneminde Gümüşçeken olarak adlandırılmıştır ve o dönemki belediye binasının civarındadır. Bugün Orhan bey Mahallesi içinde Gümüşçeken ismiyle bir cadde olarak mevcuttur. Şimkeşler, altın ve gümüşten sırma yapan esnaftır ve bu sanat Bursa'da çok gelişmiştir.

Veled-i Nalbant:

İbn-i Naal, Nalbandzade, Nalbandoğlu şeklinde sicillerde adının geçtiği belirtilen mahalleye Cumhuriyet döne­minde Nalbantoğlu denilecektir. Günümüzde Nalbantoğlu Ma­hallesi ismiyle varlığını sürdürmektedir.

Hoca Tabib:

Üzer eserinde, Hükümet civarında bulunan mahal­lenin adının Cumhuriyet döneminde Koca Tabip şeklinde değiştirildiğini belirtse de Halkevi'ne ait bir belgede Hoca Tabip olarak ismi değiştirilmeyen mahalleler arasında yer almaktadır. Günümüzde bir mevki ismi olarak mevcut değildir.

Sarı Abdullah:

Hükümet civarında bulunan mahalle Cumhuriyet'in ilk yıllarında aynı isimle anılmıştır ancak bugün mevcut değildir. Sarı Abdullah, Emir Sultan Şeyhi Abdurrahman Efendi'nin oğludur ve müderrislik ile bir süre Bursa kadılığı yapmış, 1661'de vefat etmiştir.

Karakâdi:

Sicillerde Karakâdi adıyla anılan mahalleye, 25.12.1933 tarihli belgede, Cumhuriyet döneminde beş yüz sene önceki eski ismi olan Kara Kedi denildiği belirtilmektedir. Tuzpazarı bölgesinde bulunduğunu ifade edilen mahalleye daha sonra Giyenler adı verilmiştir. Günümüzde Alacamescid Mahallesi'nde Çancılar mevkiinde Karakâdi Camii vardır fakat bir yer ismi olarak mevcut değildir. Karakedi Camii de denilen camiyi rivayete göre Fatih Sultan Mehmet'in kilercibaşısı Yemen'in Karakâd köyünden Mehmed Hüseyin Çelebi yaptırmıştır. Daha sonra Bursalı Mehmet Efendi çevresindeki binaları yaparak camiye vakfetmiştir.

Şerafeddin Paşa: 

Tuzpazarı bölgesinde bulunan mahallenin adının Köseoğlu, Reyhan Paşa ile birlikte II. Murad'ın kapıkullarından olan Şerafeddin Paşa'dan geldiğini ileri sürmektedir. Kepecioğlu ise; mahallenin ve buradaki caminin isminin yanlış bilindiğini belirtmektedir. Okçular Çarşısı'ndaki camiyi hadım ağalarından Şerefüddin Paşa değil tüccardan Hoca Şerefüddin Paşa 1479'dan önce yaptırmıştır. Günümüzde Alacamescid Mahallesi'nde, Uzun Çarşı'nın devamı olan Tuzpazarı Caddesi ile İnönü Caddesi'nin kesişiminde Şerafeddin Paşa Camisi bulunmaktadır fakat bir mevki ismi olarak mevcut değildir.

Alacamescid:

H. 893 (M. 1487/1488) tarihli sicilde adı geçen mahalleye Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde Alaca denilmektedir. Hükümet Konağı civarında olduğu belirtilen mahalle günümüzde, Alacamescid Mahallesi ismiyle mevcuttur ve Bursa'nın en canlı ticaret ve kültür mekânlarının bulunduğu cadde ve sokaklardan  bir bölümünü içermektedir.

Abdal Mehmed:

Sicillerde bu adla anılan, Cumhuriyet döneminde Abdal olarak isimlendirilen mahalle Abdal mevkiindedir. Günümüzde Demirtaşpaşa Mahallesi'nde Abdal Caddesi ve Abdal Sokak isimleriyle mevcuttur. Abdal Mehmed, II. Murad zamanında vefat etmiş, Başçı İbrahim Bey tarafından yaptırılan camisinin karşısında II. Murad tarafından yaptırılan türbeye gömülmüştür. Türbe ve camisi şu anda olmayan Deveciler Mezarlığı yakınındadır. 

 Kayanzade:

Sicillerde İbn-i Kayan olarak da adı geçen mahalle Kaygan, Kayağan, Kayan gibi isimlerle de anılmaktadır. Günümüzde Kayhan Mahallesi, Bursa'nın ticaret ve kültür açısından bir başka önemli ve canlı mekânıdır.

Köseler:

Osmanlı döneminde olduğu gibi Cumhuriyet döneminde de Köseler ismiyle anılmakta ve Kayhan bölgesinde bulunmaktadır. Aynı adla anılan medresenin eski Gemlik yolunun çarşı ile birleştiği noktada, caminin Demirciler Sokağı başında olduğu tahmin edilmektedir. Günümüzde bir mevki olarak mevcut değildir. 1850'de Bursa Valisi İbrahim Sarım Paşa Gemlik yolunu, Atıcılar'dan Cevizliğe kadar uzatıp şehre birleştirmiştir. 1864'te Ahmed Vefik Paşa, Cevizlik'ten Hükümet Konağı civarı, "Zambaklı Mekteb", yakınına kadar açmış ve bu yol Köseler Camisi'nin batı tarafının yarısından fazlasını almış, meydan ve bahçesinin tam ortasından geçmiştir. Yol parasından ayrılan akçe ve mahallenin vakıf paralarının eklenmesiyle 1877'de mahalle camisi ve odalar yaptırılmıştır.

Kirişçikızı:

Aynı adla Cumhuriyet'in ilk yıllarında mahalle olarak varlığını sürdürmüştür. Günümüzde Kayhan Mahallesi'nde Kirişçikızı Aralığı, Kirişçikızı Sokak ve Kirişçikızı Çıkmazı isimleriyle mevki olarak mevcuttur. Kirişçi Mehmed Bey'in kızı Hacı Devlet Hatun'un lakabıdır. 1429'da yaptığı bir vakfiye ile Tahtakale'deki dört dükkânını ve kendi mahallesindeki dört evi ve birçok bahçeyi Bursa'da yaptırdığı Kirişçikızı Camii için vermiştir.

Bedreddin Mahallesi:

Aynı isimle Cumhuriyet'in ilk yıllarında mahalle olarak varlığını sürdürmüştür. Günümüzde Kayhan Mahallesi'nde Bedreddin Camii'nin bulunduğu bölgede Bedreddin Sokak olarak mevcuttur.

Selçuk Hatun:

Sicillerin bazılarında Sultan Hatun olarak da geçen mahalle Kayhan bölgesindedir. Selçuk Hatun, Sultan Yıldırım'ın torunu ve Çelebi Sultan Mehmed'in kızıdır. Aynı isimle camisinin de bulunduğu alanda, caminin kitabesinden anlaşıldığı üzere, bugün Mihrablı Köprü olarak bilinen köprüyü de Selçuk Hatun yaptırmıştır. Günümüzde Kayhan Mahallesi'nde bir sokak ismi olarak varlığını sürmektedir.

Çarşı bölgesi mahalleri ile ilgili bilinin bulunabileceği bir başka kaynak XVI. yy'a ait icmal defteridir. 1530 tarihli ve 166 Nolu Muhâsebe-i Vilâyet-i Anadolu Defterinde50 mahallelerin bir kısmı aynı isimle bir kısmı farklı isimlerle geçmektedir. Bunlar; Abdal Mehmet (sütun-s. 3), Alacamescid (s. 2), Attâr Hacı Hüsâm (s. 5), Dâye Hâtûn (s. 4), Câmii-i Kebîr (s. 2), Hoca Enbiyâ-Veled-i Enbiyâ (s. 3), Nalbandzade (s. 3), Reyhan Paşa (s. 2), Sağrıcı Sungur (s. 2), Yiğidoğlu-yı Köhne (s. 2), Şerafeddin (s. 2) ve odaları (s. 5), Zafranlık (s. 2), Kirişçikızı (s. 3), Köseler (s. 3) mahalleleridir.

Mahallelerde bulunan işyerleri, iş ve sanat kolları ile ikamet olarak kullanılan evlerin ve bu evlerde yaşayan kişilerin isimleri, sahip oldukları taşınmaz malları (özellikle dutluk, bağ, bahçe, kiraya verilen dükkânlar) ve bunlardan sağladıkları gelirler, verdikleri vergilerle ilgili ayrıntılı bilgiye ulaşabileceğimiz kaynak­lardan bir tanesi temettuat kayıtlarıdır. Temettuat defterlerinde; kaza, köy gibi iskân merkezleri hane hane ele alınarak herkese ait şahsi mal varlığı, emlak, arazi, ürün, hayvan vb. bilgiler verilmiştir. Mesleklerden elde edilen gelirlerin yanı sıra taşınmaz mülklerden, zirai üretimden kazançlar da kayıtlıdır. 

Defterler, İçindeki bilgiler esas alınarak alfabetik olarak eyaletlere, her eyalet de kendi içinde alfabetik olarak kazalara ayrılmıştır. H. 1261/M. 1844-1845 tarihleri arasında toplam 17.747 adettir. Bunlar arasında Bursa ile ilgili temettuat kayıtları Bursa kent tarihi için büyük önem taşımaktadır. 

Temettuatlardan; Attar Hüssam, Sağrıcı Sungur, Veled-i Saray'da Rum nüfusun, Bedreddin, Hoca Tabib, Kaygan'da Ermeni nüfusun, Reyhan Paşa, Dâye Hâtûn, Veled-i Enbiya, Yeni Bezzaz, Yiğitcedid, Zağferanlık, Câmii-i Kebîr, Simkeş, Veled-I Nalbant, Sarı Abdullah, Karakâdi, Şerafeddin Paşa, Alacamescid, Abdal Mehmed, Kayganzade, Köseler, Kirişçikızı, Selçuk Hatun mahallelerinde Müslüman nüfusun yaşadığı belirlenmektedir. 

Araştırmamızın sınırları nedeniyle batıdan doğuya doğru seçtiğimiz birkaç mahallenin temettuat kayıtlarındaki verileri günümüze ışık tutacak bir arka plan bağlamında son söz olarak vereceğiz.

REYHAN PAŞA MAHALLESİ

Müslümanların yaşadığı mahallede 56 hane bulunmaktadır. Söz konusu hanelerde yaşayanların ekonomik durumlarını birkaç örnekle değerlendirebilmek olasıdır. 

Hane 1: Berber Hacı Ahmet oğlu Hacı İbrahim'in; geçen yıİki vergi-i mahsusası 219, harir aşarı 155, sebze aşarı 20, üzüm aşarı 10 kuruştur. 1844'te; 13 dönüm dutluktan 155, sebze bahçesinden 200,2 dönüm bağdan 100,1845'te; dutluktan 300, sebze bahçesinden 200, bağdan 80 kuruş geliri vardır. Eşinin; 4 dönüm dutluktan 1844'te 320, 1845'te 350, ayrıca dükkân kirası yarısından 100 kuruşluk geliri mevcuttur. Oğlu Ahmet'in Beylice Köyü'nde emlaki bulunmaktadır. 

Hane 30: Oyacı Ömer oğlu Tatar Ağası Mehmet Ağa'nın; geçen yı İki vergi-i mahsusası 80, harir aşarı 60 kuruştur. Dükkân kirasından 50, sanatında vergisi 400 kuruş geliri olup, 5 dönüm dutluktan 1844'te 600,1845'te 200 kuruş kazanmıştır. 

Hane 46: Yorgancı Mehmet Sadık oğlu Hacı Mustafa Molla'nın; geçen yılki vergi-i mahsusası 130, harir aşarı 40 kuruştur. Demirci Köyü'nde 1 dönüm bağı bulunmakta, yorgancılıktan 1.750 kuruş kazanmakta ve 2 dönüm bahçeden 1844'te 400,1845'te 450 kuruş geliri bulunmaktadır. Eşi harîrden 34 kuruş vergi vermiş, 3 dönüm dutluktan 1844'te 340,1845'te 400 kuruşluk gelir elde etmiştir. 

Mahallede; berber, urgancı, haffaf (ayakkabıcı-teriikçi), kazzaz (ipekçi), boyacı, sebbah (küçük iskemleci), duhancı (tütüncü), dolapçı kalfası, kahveci, fesçi, beygirci, esirci, nalbant, çorapçı örücü, oyacı, nalıncı, debbağ (derici), dikici, yorgancı gibi esnafların, sipahi pazarı kethüdalığı, alay kâtipliği, rençperlik, müderrislik gibi işlerde çalışanların varlığı anlaşılmaktadır. 

Mahallenin toplam vergisi 3.476, geliri 41.860'dır.

CÂMİİ-İ KEBÎR MAHALLESİ

Müslüman nüfusun yaşadığı mahallede 8 hane bulunmaktadır. 

Hane 1: Ali Efendi oğlu Mehmet Celaeddin Efendi Ulucami birinci İmamıdır. Geçen yılki vergi-i mahsusası 87,5, üzüm aşarı 20 kuruştur. Bir yılda; imamlıktan 55, çocuk mahkemesi kâtipliğinden ve doktorluğundan 1.500,2 dönüm bağdan 1844'te 200,1845'te 100 kuruş kazanmıştır. Oğlu müderris Seyyid Ali Efendi'nin; Gemlik'te tarlası, 3 dönüm dutluktan 150, kâtiplikten 800 kuruş geliri mevcuttur. 

Hane 8: Şerbetçi Ali oğlu Mustafa'nın; geçen yılki vergi-i mahsusası 33 kuruştur. Ulucami mülküne kayıtlı taşınmazından yıllık 670 kuruş vazifeli olduğu, evinden başka malının bulunmadığı anlaşılmakta, sanatından 150 kuruş kazanmaktadır. Bu örneklerle mahallede yaşayanların sosyo­ekonomik durumları ile ilgili ipuçları elde etmek olasıdır. 

Mahallede; arakiyeci (yün külahçılık), debbağ, kebapçı, saatçi kalfası, peştamala, şerbetçi gibi esnafların, müderrislik ve imamlık gibi işlerde çalışanların varlığı anlaşılmaktadır. 

Mahallenin toplam vergisi 714, geliri 10.350'dir. 

Dikkat çekici bir veri hane sayısının azlığıdır. İpek Han, Fidan Han gibi hanlar ve Ulucami'nin varlığı, bölgenin yerleşim alanı olmaktan ziyade ticaret, üretim ve dinsel bir çekim alanı olduğunu göstermektedir.

ALACAMESCİD MAHALLESİ

Müslümanların oturduğu mahallede 65 hane bulunmaktadır. Hanelerde yaşayanların sosyo-ekonomik durumlarını birkaç örnekle değerlendirebilmek olasıdır. 

Hane 1: Hacı Mustafa oğlu Molla Tahir mahallenin imamı olup, geçen yılki vergi-i mahsusası 140 kuruştur. Susığırlık Köyü'nde bahçesi, 600 kuruş kira geliri vardır. 

Hane 35: Manav İbrahim oğlu Mehmet Ağa'nın; geçen yılki vergi-i mahsusası 22, üzüm aşarı 4,5 kuruştur. Manavlıktan 360 kuruşluk geliri bulunmakta, 1 dönüm bağdan 1844'te 45, 1845'te 30 kuruş kazanmaktadır. 

Hane 55: Kundakçı Ali oğlu Emin Molla'nın; geçen yılki vergi-i mahsusası 35, harir aşarı 25 kuruştur. Sanatından 300 kuruşluk geliri mevcut olup 2 dönüm dutluktan 1844'te 250, 1845'te 300 kuruş elde etmiştir.

Mahallede; helvacı, mücellid (ciltçi), maryacı (balık ağı çeken), attar (aktar), manav, taharcı (desene bakıp iplik çekme), dolapçı, doğramacı, emanetçi, bileyici, sahaf (kitapçı), duhancı, fincancı, bacacı, eskici, uncu, kumaşçı, kahveci, kazaz (ipekçi), destereci, kundakçı, hancı gibi esnafların, hamam natırılığı, mahkeme muhzırlığı (mübaşir), kayyumluk (cami hizmetçisi), imamlık ve müderrislik gibi işlerde çalışanların varlığı anlaşılmaktadır. 

Mahallenin toplam vergisi 3.076, geliri 45.928'dir.

KAYGANZADE-KÖSELER-KİRİŞÇİKIZI-KAYAN MAHALLELERİ

Kayganzade, Köseler, Kirişçikızı mahallelerinde Müslüman nüfus yaşamakta, bölgede gayrimüslim nüfusun kayıtlı olduğu Kayan-Kayğan Mahallesi bulunmaktadır. Kayganzade Mahallesi'nde 29 hane kayıtlıdır. 

Hane 1: Muhtar Ali oğlu İbrahim'in; geçen yılki vergi-i mahsusası 27, aşar vergisi 60 kuruştur. Kahve dükkânından 100 kuruş geliri olup, 9 dönüm dutluktan 1844'te 600,1845'te 500 kuruş kazanmıştır. 

Hane 18: Berber Ahmet oğlu İbrahim'in; geçen yılki vergi-i mahsusası 16 kuruş olup, hiçbir malı yoktur ve geliri 400 kuruştur. Mahallede; dolapçı, urgancı, bükücü, arabacı, çakıla, hamamcı, bileyici, nalçacı, kalburcu, deveci, berber, testici, muhallebici, nalbantçı, canbaz (hayvan alıp satan) gibi esnafların varlığı anlaşılmaktadır. 

Mahallenin toplam vergisi 1.381, geliri 22.165'dir. 

Köseler Mahallesi'nde 11 hane bulunmaktadır ve söz konusu hanelerde yaşayanların sosyo-ekonomik durumlarını birkaç örnekle değerlendirebilmek olasıdır. 

Hane 1: Duhancı imam İbrahim oğlu Ali'nin geçen yılki vergi-i mahsusası 182, harir aşarı 20 kuruştur. 3 dönüm dutluktan 1844'te 200,1845'de 200 kuruş geliri bulunmaktadır. 

Hane 6: Boyacı Abdi oğlu Mustafa'nın; geçen yılki vergi-i mahsusası 87, harir aşarı 15, üzüm aşarı 3 kuruştur. Dükkândan 800 kuruşluk geliri vardır ve 1844'te; 2 dönüm dutluktan 150, 2 dönüm bağdan 30,1845'te; dutluktan 100, bağdan 15 kuruşluk geliri bulunmaktadır. Mahallede; duhancı, urbacı, dakdacı (tahtacı), boyacı, mutyab çırağı, tabancacı gibi esnafların, tellaklıklık gibi işlerde çalışanların varlığı anlaşılmaktadır. 

Mahallenin toplam vergisi 826, geliri 11.180'dir. 

Kirişçikızı Mahallesi'nde 20 hane bulunmaktadır. 

Hane 1: Balcı İbrahim oğlu Hacı Ahmet'in; geçen yılki vergi-i mahsusası 1?, harir aşarı 15, üzüm aşarı 3 kuruştur. Dükkândan 1.600 kuruşluk geliri mevcuttur ve 1844'te; 3 dönüm dutluktan 150, 2 dönüm bağdan 30, 1845'te; dutluktan 300, bağdan 20 kuruşluk geliri bulunmaktadır. 

Hane 18: Kalburcu Mustafa oğlu Ali'nin; geçen yılki vergi-i mahsusası 59 kuruş olup, hiçbir mal varlığı yoktur ve yıllık geliri 500 kuruştur. 

Bu veriler mahallede yaşayanların sosyo-ekonomik durumu ile ilgili bir kanı edinmemize yardımda bulunmaktadır. Mahallede; balcı, kalburcu, bileyici, debbağ, pazarcı, berber, dolapçı çırağı, ekmekçi, destereci çırağı gibi esnafların, müezzin, rençper gibi işlerde çalışanların varlığı anlaşılmaktadır. 

Mahallenin toplam vergisi 1.043, geliri 16.560'dır. 

Kayan-Kayğan Mahallesi; mahalle ile ilgili defterin girişinde Ermenilerin yaşadığı belirtilerek ve 42 hane kayıt edilmiştir. 

Hane 1: Fermeneci muhtar Fere oğlu Sörba'nın; geçen yılki vergi-i mahsusası 28, harir aşarı 3, üzüm aşarı 7 kuruştur. Esnaflıktan 370 kuruşluk geliri olup 1844'te; 2 dönüm bahçeden 300, 4 dönüm bağdan 70, 1845'te; bahçeden 5, bağdan 27,5 kuruş kazanmıştır. 

Hane 10: Kumaşçı Serkiz oğlu Asdavur'un; geçen yılki vergi-i mahsusası 25, harir aşarı 3 kuruştur. Kumaşçılıktan 400 kuruş geliri vardır ve 1 dönüm bahçeden 1844'te 30, 1845'te 15 kuruş elde etmiştir. Müsteciri berber Artam oğlu Ağob'un geçen yılki vergi-i mahsusası 27 kuruş olup, sanatından 200 kuruş kazanmaktadır. 

Hane 40: Bakırcı Kirkor Hayrebet'ın; geçen yılki vergi-i mahsusası 54, harir aşarı 10, üzüm aşarı 2 kuruştur. Bakırcılıktan 600 kuruşluk geliri mevcuttur ve 1844'te; 2 dönüm bahçeden 100, 1 dönüm bağdan 30, 1845'te; bahçeden 100, bağdan 15 kuruşluk gelir elde etmiştir. 

Mahallede; fermeneci (kadife ya da çuhadan yapılan işlemeli yeleğe benzer giysi), terzi, manav, basmacı kalfası, berber kalfası, dülger (kaba ağaç işlerini yapan kişi), kumaşçı, kahveci, tulumbacı, kuyumcu, kunduracı, doğramacı, dikici, hancı, çarşu münave (kuru yemişçi), aynacı, pazarcı, çilingir, farancılacı, bakırcı, balıkçı gibi esnafların, ayvaz mekulesi (Osmanlı konaklarında ev hizmetlerini gören uşak), rençperlik, hamam ve han hademeliği, hamallık, kesecilik, zangoçluk gibi işlerde çalışanların varlığı anlaşılmaktadır. 

Mahallenin toplam vergisi 1.713, geliri 21.775'dir.

ULUCAMİ VE SAĞRICI SUNGUR MAHALLESİ / 1930


 Kaynak; BTÇH

BURSA'DA ÇARŞI ESNAFI

Bursa, coğrafi konumunun getirdiği ayrıcalık ve verimli toprakları ile üretimin ve ticaretin en önemli mekânlarından birisidir. 
Osmanlı Devleti'nin yıkılışına kadar değerinin devam etmesinde ekonomik gücü birincil etkendir ve Cumhuriyet'in ilk yıllarından bugüne zirai üretim ve ticaret merkezi olmanın ötesinde, büyük sanayi kuruluşları ile bu değerini katlayarak sürdürmüştür. 


ÇARŞIDA ÇÖMLEKÇİ / 1890

Bursa'nın yerel, ulusal ve evrensel düzlemde ekonomik canlılığını yansıtan dikkat çekici mekân ise bugün Kapalı Çarşı, Açık Çarşı, Uzun Çarşı, Okçular Çarşısı, Hanlar Bölgesi gibi isimlerle andığımız 
Çarşı Bölgesi'dir.


OKÇULAR ÇARŞISI

Orhan Bey, Bursa'yı aldıktan sonra surların dışında cami, hamam, imaret, 1340'da bir pazar ve bedesten ve değerli malların satıldığı bir kapalıçarşı yaptırmıştır. 

TUZ PAZARI

Zamanla genişleyen çarşı bölgesi, bugün daha çok geniş bir yelpazede ürünlerin pazarlandığı bir ticaret alanı, sosyo-kültürel yaşamın canlı izlerinin yaşandığı bir mekânken, temettuat kayıtlarından anlaşılacağı üzere Osmanlı döneminde üretim ve pazar alanı olmanın ötesinde evlerin, yerleşimin bulunduğu bir çevre olmuştur.

BERBER VE KUNDURACI 19.yy SONLARI
 
19.yy.da ÇARŞI






















ÇARŞIDA ŞEKERCİ 19.yy sonları

KAYHAN ÇARŞISI / 1908

ÇARŞIDA KEBAPÇI 19.yy. sonları


ÇEKİRGE KARAKOLHANESİ AÇILIŞI / 1901

►►► ÇEKİRGE KARAKOLHANESİ AÇILIŞI / 1901 ◄◄◄

Kaynak; Sn. Serdar Kuşku Arşivi


Bu yapı günümüzde yıkılmış olup tam karşısında yapılan binayla işlevine devam etmektedir.

Facebook bağlantısı 


ÇEKİRGE KARAKOLHANESİ AÇILIŞI / 1901

Atatürk Caddesi ve Aziz Nesin

Atatürk Caddesi'nin 1940'lı yıllarda ki hali.

Fotoğrafı esas önemli kılan, büyük yazarlardan Aziz Nesin'in sürgündeyken Bursa'da kaldığı Güven Oteli görülmektedir. Vali Haşim İşcan döneminde yol genişletme çalışmaları sırasında bu otel yıkılmıştır.

Facebook bağlantısı

Aziz Nesin'in hayatı hakkında ki bilgileri buradan öğrenebilirsiniz.

Aziz Nesin Bursa'da sürgündeyken kaldığı Güven Oteli
(Önünde adamların durduğu bina)

NECATİ BEY KIZ ENSTİTÜSÜ / 1930'LAR

►►► NECATİ BEY KIZ ENSTİTÜSÜ / 1930'LAR ◄◄◄

Kaynak; Serdar Kuşku Arşivi


1929 yılında Necati Bey Kız Enstitüsü olarak açılan okul günümüzde NECATİBEY KIZ TEKNİK VE MESLEK LİSESİ olarak devam etmektedir.

Facebook bağlantısı 

Okul hakkında ki gerekli bilgileri buradan  öğrenebilirsiniz.


NECATİ BEY KIZ ENSTİTÜSÜ / 1930'LAR